Hiç çok geç olmadan acıktığımızı, ne zaman yemek yiyeceğimizi veya içeceğimizi, vücudumuzda nerede ağrı, acı hissettiğimizi ya da tuvaleti kullanacağımızı nasıl bildiğimizi merak ettiniz mi? Ya da sevinç, üzüntü, öfke veya heyecan gibi duygularımızı nasıl fark ettiğimizi? 8. duyu sistemimiz olan interoseptif duyumuz, iç organlarımızdaki bilgileri beynimizin uygun yanıt oluşturulması için beynimize taşır.
Çevreden gelen uyaranları fark etmemizi, beyinde işlemlememizi ve motor bir yanıt veya duygu olarak çevreye sunmamızı destekleyen en önemli araçlar duyularımızdır. Duyular herkesin sıklıkla bildiği görme, işitme, tatma, koklama ve dokunmadan ziyade farklı duyuları da barındırmaktadır. Bu duyular vestibüler, propriosepsiyon ve interosepsiyondur.
Hareketli aktiviteler veya yoğun işler beynimiz üzerinde sakinleştirici etki oluşturmaktadır. Bu sebeple vücudumuz dinlenme haline geçerek bedenin hissiyatının farkında olabilmektedir. Kaslarımızı ve eklemlerimizi içeren tekrarlayan hareketler (itme, çekme ve kaldırma gibi) beynimizin bilgiyi daha iyi organize etmesine yardımcı olur. Bu durumu çeşitli yönlerden gelen arabalar şeklinde de açıklayabiliriz. Çeşitli yönlerden gelen araçlar vücudumuzun sinir yollarından beynimize gönderilen mesajları temsil etmektedir. Tüm araçlar gitmek istediği alanlara ulaşmak ister, ancak araç yoğunluğundan ve trafikten ulaşamazlar. Bu noktada trafik polisine ihtiyaç duyarlar 😊
Beynimiz aynı anda gelen çok fazla bilgiyle mücadele etmektedir. Bu mücadelede bedenimizin en iyi trafik polisi ise duyusal müdahaledir. Ağır iş yapmak beynimizin sakinleşmesine, duyularımızdan gelen bilgileri öncelik sırasına koymamıza ve organize etmemize yardımcı olur. Hissettiğimiz ve vücudumuzda yönettiğimiz bu duyguları aslında interosepsiyon duyusuyla hissedebiliriz.
İnteroseptif Duyu Nedir?
İnterosepsiyon; bedenimizde sekizinci duyumuz olarak kabul edilir. Vücudumuzdan gelen derin basınçla çalışan sinir uçlarımız iç organlarımızdan beyne mesajlar gönderir. İnsan beyni bilgileri işler ve bunları daha önce yaşadığımız bazı deneyimlerimizle eşleştirerek belirli bir hissi veya duyguyu tetikler. İnteroseptif duyu sistemimiz doğru çalıştığında o hissi veya duyguyu tanımlayabiliriz. Bu duyu, kişinin öz düzenlemesini de destekleyerek bireyin günlük yaşamda bağımsızlaşmasını desteklemektedir.
İnterosepsiyon Örnekleri
- Susuzluğumuzu fark etme ve su içme ihtiyacını hissetmemiz,
- Tuvaleti kullanma ihtiyacımızın hangi sebeple olduğu (çişi veya kakayı fark edebilme),
- Karnımız guruldadığında gelen açlık hissi,
- Çok sıcak olduğunda gölgeye geçme, vücudun rahatsız olduğu alanları kapatma ihtiyacı,
- Heyecanlandığında kalbimizin atışı,
- Üşüdüğümüzde bedenimizin hangi yeri daha fazla üşüyorsa giyinme ihtiyacı gibi durumlar örnek verilebilmektedir.
Günlük yaşamımızda bu tür bilgileri fark etmeden bedenimize işleriz. Üzüldüğümüzde neden üzüldüğümüzü fark etmemiz ve aslında duyguyu sonradan anlamlandırmamız da buna örnek verilebilmektedir.
Zayıf İnterosepsiyon Sistem
Beynimiz bilgiyi bazen doğru şekilde işlemez. Bu durum özellikle vücudumuza dışarıdan gelen çok fazla uyaran ve etkileşim olduğunda eğer vücut bu uyaranları ayıramıyorsa ve bedeninde işlemleyemiyorsa zayıf interosepsiyon gözlemlenebilmektedir. Bunun en temel sebebinde aslında çocuğun duyusal bütünleme problemleri yer almaktadır.
Bedenimiz aşırı uyarıldığında çok zayıf ya da çok güçlü tepkiler veririz. Bunlara örnek verecek olursak
- Aç olmamıza rağmen çok geç olana kadar aç olduğumuzu fark etmememiz,
- Masaya oturduğumuzda tok olduğumuzu hissetmediğimiz için yemeyi bırakmamamız ve aşırı yememiz (kontrolsüz kilo alımı),
- Uykumuz gelmesine rağmen uykuya ihtiyacımız olduğunu fark etmememiz,
- Heyecan verici aktiviteler sırasında çok sıcak veya soğuk olduğunu, ya da terlediğimizi ve su kaybettiğimizi fark etmemiz gibi örnekler verilebilmektedir.
Beynimiz bu bilgileri doğru zamanda işlemleyemediği için bilgiyle dolup taşabilir, bu da örneğin çocuklarda nedeni bilinmeyecek şekilde huysuzlanmalarla sonuçlanabilmektedir. Hatta daha düşük öz düzenleme kapasitesine sahip olan daha küçük çocuklar; sınıf ortamında, evde veya kardeş / akran etkileşiminde öfke nöbeti bile geçirebilir. Bu noktada çocuk, öz düzenlemesini destekleyecek bir duyusal müdahaleye ihtiyaç duymaktadır.
İnsanlar bunaldıklarında duygularını, zihinsel ve bedensel ipuçlarını yoğun bir şekilde hissederler. Örneğin, bir çocuk dizini morarttığı için, morarma o kadar kötü olmasa bile ağlama, bağırma, çöküntü gibi duyguları yoğun bir şekilde yaşayabilmektedir ve duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlanabilmektedir. Bu durumda kendi öz düzenlemelerini nasıl sağlayacakları konusunda zorlanabilmektedir.
Zayıf duygusal farkındalık veya güçlü hislere sahip olan çocuklar interoseptif duyu sisteminin ihtiyaçlarına bağlı olarak; kalp atışlarının ve nefeslerinin o kadar farkındadırlar ki yoğun fiziksel efor, aktiviteler arası geçişleri ve beklenmedik değişiklikleri sevmemektedir. Bu alanlarda hissettikleri duygulardan ve duyulardan kaçınmak istedikleri için son derece dikkatlidirler.
İnterosepsiyon sistemi problem olan çocuklar ‘’savaş, kaç veya don’’ moduna girmeye daha yatkındırlar. Ayrıca, yüksek interosepsiyon duyarlılığına sahip çocukların kaba motor ve ince motor becerileri geride kalabilir, duyusal sistemlerinden dolayı yeni besinleri ya da deneyimleri edinme konusunda geri planda kalabilir, yeni şeylerden kaçınabilir ve yeni insanlarla etkileşime girme konusunda çekimser olabilirler. Bu da özgüveni oldukça etkileyecektir.
İnteroseptif duyu sistemini nasıl geliştiririz?
Çocuğunuzun hangi duyusal sistemlerde problemlere sahip olduğunu ve bu sistemlere yönelik ihtiyaçlarını analiz edin (sakinleştiği aktiviteler sakin aktiviteler mi hareketli aktiviteler mi gibi ). Bu noktada zorlandığınızda mutlaka bir ergoterapistten değerlendirme alarak destek alın.
Çocuklar önce duygularını tanımlamayı ve sonra da öz düzenlemeyi nasıl düzenleyeceği konusunda desteklenmelidir. Bedensel ihtiyaçları hakkında konuşmak ve bunları önlemek de çöküşleri önlemeye yardımcı olabilir. Duygusal öz farkındalığı desteklemek için:
- Onu rahatsız eden tetikleyiciler hakkında konuşmak (örneğin tuvaleti etkileyen sifon sesi yada görüntü onun iç farkındalığını etkiliyordur),
- Günlük yaşamda onu geri planda tutabilecek tetikleyicilerin günlüğünü tutmak (ne zaman, nerede ve neyin tetiklediği; bunda hangi yolu izlediniz ve izlediğiniz yolun işe yarayıp yaramadığı),
- Rol yapma oyunu,
- Duygular hakkında kitap okumak,
- Görsel duygu kartlarına beraber bakın ve hangi duyunun hangi alanlarda olabileceği hakkında çocuğunuzla konuşun,
- Yoga
Çocukların bedenlerinden gelen yanıtları fark etmelerini destekleyecek bazı minik ipuçları ;
- Çantasına mutlaka görünür bir yere bir şişe su koymak,
- Çantasında veya görebileceği alanlarda yiyecek koymak,
- Bedenine odaklanabileceği kısa, sessiz molalar vererek yoga veya meditasyon çalışmaları,
- Düzenli yemek saatleri
- Küçükse düzenli çiş ve kaka saatleri
- Beslenme günlüğü ve bununla birlikte gerçekleşen boşaltım sisteminin saatlerini tutun ve destekleyin,
- Vücudumuzun nasıl çalıştığından bahseden kitaplar okuyun.
Çocuğunuzu bu alanlarda destekliyor olmanıza rağmen zayıf interosepsiyon sisteminin arkasında bazı duyusal problemler yer alabilmektedir. Bu noktada bir ergoterapistten değerlendirme alarak çocuğunuzun duyusal sistemlerini kapsamlı analiz edebilir, uzmanın vereceği terapi programına dahil olabilir, bununla birlikte uzmanlar tarafından çocuğunuz için uygun duyusal ev programını çocuğunuza uygulayabilirsiniz.
Evde uygulayabileceğiniz bazı duyusal stratejiler ;
Çocuğunuz aşırı hareketli veya bunalmış hissettiğinde denemek isteyeceği bazı aktiviteleri düşünün ve onunla konuşun. Çocuğunuzun bazen sizinle, bazen de tek başına bu öz düzenlemeyi sağlayacak aktiviteler deneyimlemesinin farkında olun. Çocuğunuz bir gün sizden bir hikaye dinlemeye, ertesi gün ise rahatlamak için sert oyunlar oynamaya, atlamaya veya zıplamaya ihtiyaç duyabilir.
Önerebileceğimiz bazı sakinleştirici aktiviteler ;
- Hareket sonrası kalp atışlarını saymak,
- Güneşin doğuşunu ve yağmurun yağışını simgeleyen nefes egzersizleri (eller yukarı kalkarken derin nefes al ve güneş doğsun / eller aşağı inerken nefesi ver ve yağmur bulutlardan düşsün),
- Onun mutlu olduğu anları, duygularını çizmek ve boyamak,
- Duygularınızı adlandırın, bir kağıt üzerine yazın yada çizin ve yırtın,
- Duyguların gelip geçici olduğunu ve onu mutlu eden anların da olduğunu ona hatırlatın,
- Öfkeli veya üzgün olmanın normal olduğunu ona bahsedin ve duyguları hakkında konuşun,
Bazen çocuklar sakinleşebilmek için hareketli aktivitelere ihtiyaç duyabilir. Bu gibi durumlarda ergoterapistinizin çocuğunuzun profiline uygun vereceği bazı aktiviteleri uygulayabilirsiniz :
- Trambolinde zıplama,
- Pilates topunun üzerinde durmak,
- Ayaklarla yere vurup ritimli müzikler yapmak,
- Sakız çiğnemek,
- Balon üflemek,
- Evde kutuları itmek,
- Bedensel hayvan taklitleri,
- Ağır oyuncak sepetleri taşımak,
- Yatmadan önce aile bireylerine sımsıkı ayı sarılmaları ve uyku sırasında daha ağır bir battaniye ile uyumak gibi aktiviteler çeşitlenebilmektedir.




